Birinci Dünya Savaşı kitlesel olarak sayısız insanın hayatını kaybetmesine yol açan, küresel olarak tüm dünyayı etkileyen bir savaştır. 1930 yapımı oldukça eski ve kült bir film olan Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok filmi aslında Erich Maria Remarque’nin aynı isimli kitabından sinemaya ilk uyarlaması olan yapımdır. Vizyona girdikten sonra ABD’de büyük beğeni toplayan yapımın konusunun merkezinde I. Dünya Savaşı’nın acı gerçekleri ve üzücü hikayesi anlatılır.
Her Döneme Etkisini Vuran Bir Yapım
Film sadece o yıl etkisini göstermekle kalmamış aynı zamanda 1997 Amerikan Film Enstitüsü tarafından yayınlanan 100 Yıl 100 Film listesine de girmeye hak kazanan güçlü bir filmdir. Filmle ilgili en çok dikkat çeken konulardan birisi de filmin hem en iyi yönetmen hem de en iyi yapım Akademi Ödülleri’ni kazanan ilk film olmasıdır.
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Konusu
Daha önce de belirttiğimiz gibi bu muazzam savaş filmi ana konusu Birinci Dünya Savaşı’dır. Film, hem sosyolojik hem de psikolojik açıdan karakterlere geniş bir bakış açısı sunmaktadır. Birinci Dünya Savaşı başladıktan sonra öğrencilerini savaşa katılmaya teşvik eden Profesör Kantorek’in konuşması yer alır. Bu konuşmada profesör savaşa katılmanın ve bir asker olarak savaşmanın çok onurlu bir davranış olduğu fikrini öğrencilerine aşılar. Profesörün konuşmasından etkilenen öğrenciler ise gönüllü olarak askere yazılarak Alman ordusuna savaşmak üzere katılırlar.
Birinci Dünya Savaşının Acı Gerçekleri Ekrana Yansıtılıyor
Çok geçmeden profesörün anlattığından çok daha farklı bir savaşa tanık olan öğrenciler, savaşın acı ve korkunç yüzünü görürler. Artık yanıldıklarını anlayan öğrenciler geri dönüşlerinin olmadığının da farkındadırlar. Siyasi olarak devletlerin oyunlarına ve planlarına kukla olan askerlerin acı dolu hikayesi ve yaşamak için verdikleri mücadele izleyicilere aktarılır. Bu kapsamda 1930 Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok filmi I. Dünya Savaşı’nın yaşattığı kayıplar ve acımasızlığı ile izleyiciyi buluşturur. O dönem hem gazete hem de eğitim kurumlarındaki savaş yanlısı propagandaların gerçek savaş mahallini yansıtmadığı izleyiciye gösterilir. Genç askerlerin çaresizliği ve yaşadıkları zorluklar filmin oldukça etkileyici ve güçlü bir yapım olmasını sağlamaktadır.
Filmle İlgili Bilgiler
Genel olarak All Quiet on the Western Front filmi ile ilgili dikkat çeken bilgiler şu şekildedir:
- Yapım ABD Kongre Kütüphanesi Ulusal Film Arşivi tarafından 1991 yılında tarihsel, kültürel ve estetik açıdan önemli bir yapım olarak seçilerek koruma altına alınmıştır.
- Filmin yönetmeni, Akademi Ödülü sahibi olan ve ilk Oscar töreninde komedi dalında en iyi yönetmen ödülünü İki Arap Şövalyesi filmi ile kazanan Lewis Milestone’dur.
- Filmin başrol oyuncuları Louis Wolheim ve Lew Ayres’tir.
- Filmin çekildiği sırada ABD/Los Angeles’ta pek çok Alman Ordusu gazisi yaşamakta olup filmlerde küçük roller ve teknik danışmanlık hizmetleri için gazilerden yardım alınmıştır.
- Yapım birinci dünya savaşı filmleri arasında ayrı bir yere sahiptir. Yapım 2008 Yılında Amerikan Film Enstitüsü tarafından yapılan ve 1500’ü aşkın kişinin katıldığı ankette en iyi 7. Amerikan Epik Filmi unvanını almaya hak kazanmıştır.
- Yapım 138 dakikadır.
- Filmin son sahnesinde yer alan kelebeğe uzanma sahnesi kitaptan farklı olup sahnelerin düzenlendiği aşamada çekilmiştir. Çekimler bittiği için bu sahnede gördüğümüz el aslında Paul’ün değil; filmin yönetmeni Milestone’un elidir.
- Film setinden kovulan Fred Zinnemann geleceğin en çok bilinen yönetmenlerinden birisidir.
- Daha sonra filmin devam filmi olan The Road Back 1936 yılında vizyona girdi ve ikinci bölükteki askerlerin eve dönmesi sürecini izleyicilere aktarmaktadır.
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok filminin 1979 yapımlı versiyonunun yanında 2022 yılında Netflix’de yayınlanan son versiyonu oldukça beğeni toplamıştır. Savaş sahnelerinin gerçekçiliği, dijital teknolojinin getirdiği çekim kolaylıkları filmin ilgi görmesine büyük katkı sağlamıştır. İşte 2022 yılı yapımı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok filminden kareler:
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir >>>
II. Dünya Savaşı Sırasında Yaşanan Gerçek Bir Dram: Piyanist