İstanbul Sinema Müzesi, iç içe üç bölümden oluşuyor. Sosyal alanlar arasında kafe, müze mağazası ve özellikle Atlas Sineması yer alıyor. Müzenin tüm girişlerinde Yeşilçam döneminin filmlerinden önemli oyuncuların filmdeki karakterlerine ait görsel bölümlere yer verilmiştir. Ziyaretçilerin deneyimlerine eğlence katmak için tasarlanan merdivenlere ve müze girişine Yeşilçam filmlerinden önemli isimlerin yer aldığı gerçekçi heykeller yerleştirilmiştir. Yeşilçam demek sinema kültürümüzün başlangıcı ve en önemli çıkış noktalarından biri demektir. Birçok yönetmenin uluslararası festivallerde aldığı ödüller de müzede ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Ayrıca Necip Fazıl, Atıf Yılmaz gibi isimlerin kendi el yazısı ile yazdıkları senaryo örnekleri de sergide sunuluyor.
Yeşilçam filmlerini çekmeden önce yaşanan video film vesikaları, reddedilmiş sahneler ve senaryodan çıkarılan bölümler gibi onlarca ıstıraplı sahneye için birçok doküman yine burada sergilenmektedir. Yine müzede yer alan en önemli eserlerden biri ise 29 Ekim 1933 tarihinde, Ankara Hipodromu’nda Mustafa Kemal Atatürk tarafından okunan 10. Yıl Nutku’nun çekildiği tarihi eser niteliğindeki kameradır. İstanbul Sinema Müzesi ile beyaz perde tarihine yolculuk yaparken hem keyif alacak hem de birçok bilgiye sahip olacaksınız.
İstanbul Sinema Müzesi’nde neler var?
Müzenin ikinci katında İnteraktif Dijital Müze olarak adlandırılmaktadır. Türk sinemasının farklı kronolojik dönemleri, Gölge ve Hareketli Görüntü, Erken Dönem ve Şimdiki Dönem gibi temalarla ziyaretçilere gösterilmektedir.
Müze, 8 bin 406 film video, 31 bin 106 oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı ve sinema emekçilerini genç kuşaklarla buluşturuyor. Sanat eseri Gerçeklik bölümü sayesinde hafızalara kazınan video/film sahneleri, tabletler yardımıyla oynatılıyor. İstanbul Sinema Müzesi gezisinde en dikkat çeken yeri kuşkusuz yeşil perde denebilir. Yeşilçam filmlerinin en bilinen ve beğenilen sahnelerinde yeşil perde teknolojisi ile konuk oyuncu olmak da mümkün. LED ekranlarda görüntülenen temalı sunumlar, müze binasının dış pencerelerine yerleştirilmiştir. Ekranlar sadece müze hakkında bilgi vermekle kalmayarak, aynı zamanda grafik sanat eserlerinin ve yeni medyanın görüntülenebileceği bir platform görevi görmektedir. Türk sinemasının unutulması güç en komik telefon görüşmelerini nostaljik telefon ahizeleriyle dinleyebileceğiniz Yeşilçam Telefonda bölümü en eğlenceli ve heyecan verici bölümlerden biridir. Beyoğlu Atlas pasajında bulunan Atlas sineması yani İstanbul Sinema Müzesi bilindiği üzere 1948 yılında açılmıştı ve restore edilerek müze haline getirildi. Bir zamanlar at cambazhanesi olarak kullanılan bölüme inşa edilen sinema salonu, uzun yıllardan bu yana hizmet veriyor.
Döneminin en büyük sinemalarından biri olan Atlas 1948’in perdesinde binlerce video/film gösterime girmiştir. Sahnesinden koltuklarına, ses sisteminden kadar baştan aşağı her şeyi yenilenerek halka kapıları açıldı. Restorasyon sırasında ortaya çıkarılan putto adı verilen bu figürler yapının birinci katında görülmektedir. Klasik dönemde putto, mitolojik karakterleri ve Rönesans döneminde melekleri tasvir etmek için kullanılmıştır. İstanbul Sinema Müzesi binası, İstanbul’da putto figürlerinin kullanıldığı ender yapılardan biridir. 1951’de binanın birinci katı tiyatro salonu olarak kullanılıyordu. Muhsin Ertuğrul’un yönetiminde “Fareler ve İnsanlar” oyunuyla bir süre sonra küçük bir sahneye çevrilmişti. Bu küçük sahnede de bir takım yapılan yenilikler ile hala orjinalliğini koruduğunu görebilirsiniz. Müzenin, kentin kolektif hafızasında hayati bir rol oynayan Atlas Sineması’na adeta can verdiğini görebilirsiniz. 3. kattaki sergi alanı, sinema kültürü odaklı bir sanat galerisi işlevi görecek 400 metrekarelik bir alana kuruludur. Ve bu galeride yüzlerce parça ziyaretçilerin beğenisine sunulmuştur.
İstanbul Sinema Müzesi ile ilgili daha geniş bilgiye müzenin internet sitesinden ulaşabilirsiniz.
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir >>>
B Sınıfı Film Nedir? Özellikleri Nelerdir?
Masumiyeti Aramak – Gerçek Bir Hayat Öyküsü: Kelebek (Papillon-1973)